Stres ve Kısırlık
Stres insanın kendisini tehdit eden veya zora sokan herhangi bir durum karşısında vücudün verdiği tepkidir. Stresin bugüne kadar kanser dahil bir çok hastalıkta dikkati çekmiştir. Aynı şekilde stres ve kısırlık arasındaki aksi etkide araştırılmıştır. Çocuk sahibi olamama ve kısırlık tedavisi boyunca yaşanan maddi ve manevi sıkıntılar strese neden olabilmektedir. Buna karşılık streste kadın ve erkek üzerinde de hamile kalmayı zorlaştıran negatif etkide bulunabilmektedir.
Araştırmalar kısırlık tedavisi gören hastadaki stres düzeylerinin hayati derecede önem taşıyan hastalıklarla mücadele eden kadınlarınkinden farklı olmadığını göstermiştir. Tedavi altındaki çiftin ilk önce gebelik elde edebilmek için sonrasında ise tedavi başarısız sonuçlanırsa yaşadıkları hayal kırıklığı nedeniyle her ay kronik bir stres sürecine girerler. Araştırmalar özellikle kadında hormonal değişiklikler ve yumurtlama bozukluklarına neden olarak kısırlığa sebep olabileceğini göstermiştir. Aşırı stres ve bazı psikiyatrik sorunların varlığında kadınlarda aylarca adet görememeye neden olabilecek kadar hormonal değişiklikler gelişebilmekedir. Kronik stres kadında yumurtlama düzeni üzerinde, tüpler üzerinde ve rahmin içine embriyonun yerleşme aşamasında negatif etkiler oluşturabilmektedir.
Ayrıca stres kadın ve erkeklerin sigara ve alkol kullanımlarında artış yapmış bu nedenle dolaylı olarak zararlı etkisi vardır. Sigaranın erkekte sperm sayınını olumsuz etkilediğini gösteren çalışmalar vardır. Fiziksel ve ruhsal gerginliği azaltmak için düzenli egzersiz önemlidir. Sigara ve alkolün yanında kafein alımını da azaltmak gerekir. Eş ile iletişim hattı da sürekli açık olmalıdır.
Kısırlık durumunda ve tedavi aşamalarında mümkün oldukça stres faktörlerinden uzak durmak gerekir. Ciddi bir stres veya kronik duygu durum bozukluğu, depresyon ve uykusuzluk varsa ayrıca tedavi edilmelidir.